Milyonlarca yıldır gizemini koruyan beyin çözüldü. İnsanlar için en önemli sorulardan "nerden geldik", "neden varız", "nereye gideceğiz", "evrende herşeyin amacı varsa bizimki nedir", "kimiz", "algılarımızı ne şekilde alırız", "algılarımız gerçek midir", "gerçek nedir", "nasıl algılarız" gibi felsefi sorular bilimle artık netlik kazanıyor.
Matrix felsefesinin fantastik yaklaşımı aslında bazı gerçek pırıltılarını barındırıyordu. Beyne iletilen elektriksel sinyaller algıları oluşturur. Sözgelimi bir nesnenin beyinde algılanması için ışığın nesneden göze yansıması, göz merceğinde kırılıp sarı leke adını verdiğimiz noktaya düşmesi, ağ tabaka adını verdiğimiz sinirlerde bulunan reseptörlerle elektriksel olarak dentritten aksona uzanan sinir kablosu ile beyine sinyalin ulaştırılması gerekir. Bunun sonucunda beyinin kapkaranlık bir bölgesi olan arkasında capcanlı bir nesne varmış gibi algılanmış hissedilir. Eğer beynin aynı yerine aynı elektrksel sinyal gönderilmiş olsa yine beyin orada o nesne varmış gibi algılayacaktır o nesne var olmasa da. Göz, yalnızca, kendisine gelen ışığı, retinasındaki hücreler sayesinde elektrik sinyaline çevirmekle görevlidir. Bu elektrik sinyalse, beyindeki görme merkezinize ulaşır. Daha sonra bu elektrik sinyalleri, görülen nesnenin görüntüsünü oluşturur.
Florida Üniversitesi "Elektrik ve Elektronik Mühendisliği" Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jose C. Principe, beynin şifresini çözdüklerini iddia etti ve “Beynin hangi bölümünün ne iş yaptığını ortaya çıkardık” dedi.
Peki ne anlama geliyor:“Bu çalışma ile beyin dalgalarını toparlayıp, işleyip, elleri çalışmayan insanların ellerinin çalışması sağlanabilecek. Artık beyindeki sinyallerin ne anlama geldiğini biliyoruz. Beyin ile vücut arasındaki iletişim çözüldü. Bu metotla beynin hangi bölümünün ne iş yaptığını ortaya çıkardık. Beyne yerleştirilen elektronik bir cip vasıtasıyla yapay kola beyinden komut vererek istenilen hareket yaptırılabiliyor. Artık doğuştan veya kaza sonucu kolu olmayanlara takılacak yapay kolla, organ eksikliği giderilecek. Yapay kol sağlam kol gibi iş yapabilecek hale gelebilecek. Bu konuda çalışmalar devam ediyor.”
Gelelim sonuca neden bu kadar önemli?
Dünyaya dair algıladığımız tüm hisler, görüntüler, tadlar lezzetler, kokular, aslında tek şeyden, yani elektrik sinyallerinden meydana gelmektedirler. Elektrik sinyallerini bizim için anlamlı hale getiren ve bu sinyalleri işleyen, bu sinyalleri koku, tat, görüntü, ses veya dokunma olarak yorumlayan tek merkez beyindir.
Buraya kadar anlatılanlar ışığında uyuyan bir beyine dünyadaymış gibi sürekli olarak programlanmış elektriksel sinyaller yollandığında beyin bunu gerçekmiş gibi algılayacaktır belki de bir ömür bu sinyaller sistemli olarak gönderilse bir ömür sürmüş gibi hissedecektir. Örneğin Beyine bir gül kokusu sinyali gerekli bölgeye iletilse ve uyarılsa bir gül olmadığı halde gönderilen sinyal gül koklamış gibi algılatacaktır. Kusursuz olarak tasarlanmış olan matrix programının insanın beynine sürekli elektriksel sinyaller gönderdiğini matrix felsefesi iddia etmiştir.
Matrix felsefesinin fantastik yaklaşımı aslında bazı gerçek pırıltılarını barındırıyordu. Beyne iletilen elektriksel sinyaller algıları oluşturur. Sözgelimi bir nesnenin beyinde algılanması için ışığın nesneden göze yansıması, göz merceğinde kırılıp sarı leke adını verdiğimiz noktaya düşmesi, ağ tabaka adını verdiğimiz sinirlerde bulunan reseptörlerle elektriksel olarak dentritten aksona uzanan sinir kablosu ile beyine sinyalin ulaştırılması gerekir. Bunun sonucunda beyinin kapkaranlık bir bölgesi olan arkasında capcanlı bir nesne varmış gibi algılanmış hissedilir. Eğer beynin aynı yerine aynı elektrksel sinyal gönderilmiş olsa yine beyin orada o nesne varmış gibi algılayacaktır o nesne var olmasa da. Göz, yalnızca, kendisine gelen ışığı, retinasındaki hücreler sayesinde elektrik sinyaline çevirmekle görevlidir. Bu elektrik sinyalse, beyindeki görme merkezinize ulaşır. Daha sonra bu elektrik sinyalleri, görülen nesnenin görüntüsünü oluşturur.
Florida Üniversitesi "Elektrik ve Elektronik Mühendisliği" Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jose C. Principe, beynin şifresini çözdüklerini iddia etti ve “Beynin hangi bölümünün ne iş yaptığını ortaya çıkardık” dedi.
Peki ne anlama geliyor:“Bu çalışma ile beyin dalgalarını toparlayıp, işleyip, elleri çalışmayan insanların ellerinin çalışması sağlanabilecek. Artık beyindeki sinyallerin ne anlama geldiğini biliyoruz. Beyin ile vücut arasındaki iletişim çözüldü. Bu metotla beynin hangi bölümünün ne iş yaptığını ortaya çıkardık. Beyne yerleştirilen elektronik bir cip vasıtasıyla yapay kola beyinden komut vererek istenilen hareket yaptırılabiliyor. Artık doğuştan veya kaza sonucu kolu olmayanlara takılacak yapay kolla, organ eksikliği giderilecek. Yapay kol sağlam kol gibi iş yapabilecek hale gelebilecek. Bu konuda çalışmalar devam ediyor.”
Gelelim sonuca neden bu kadar önemli?
Dünyaya dair algıladığımız tüm hisler, görüntüler, tadlar lezzetler, kokular, aslında tek şeyden, yani elektrik sinyallerinden meydana gelmektedirler. Elektrik sinyallerini bizim için anlamlı hale getiren ve bu sinyalleri işleyen, bu sinyalleri koku, tat, görüntü, ses veya dokunma olarak yorumlayan tek merkez beyindir.
Buraya kadar anlatılanlar ışığında uyuyan bir beyine dünyadaymış gibi sürekli olarak programlanmış elektriksel sinyaller yollandığında beyin bunu gerçekmiş gibi algılayacaktır belki de bir ömür bu sinyaller sistemli olarak gönderilse bir ömür sürmüş gibi hissedecektir. Örneğin Beyine bir gül kokusu sinyali gerekli bölgeye iletilse ve uyarılsa bir gül olmadığı halde gönderilen sinyal gül koklamış gibi algılatacaktır. Kusursuz olarak tasarlanmış olan matrix programının insanın beynine sürekli elektriksel sinyaller gönderdiğini matrix felsefesi iddia etmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder