Geleceği bilen birinin birgün yanınıza gelip gözününüzün içine bakarak size "öleceksin" diye fısıldadığını düşünün. O andan itibaren içinizi bir ürperti kaplar. Korkuyu hissedersiniz tüm hücrelerinizde. O andan itibaren o an ne zaman diye sormaya başlarsınız. Anlar birbirini kovalar. Zaman elinizden hızla akıp gider. Yitirilen her an ölüme biraz daha yaklaşmakta olduğunuzu anlarsınız. Kendinizi ölüme mahkum olmuş, cezası yüzüne okunmuş bir suçlu gibi hissedersiniz. Aslında bu bir kehanetten öte, hatta bildiğimize emin olduğumuz tek gerçektir aslında. Herkes gibi bir gün siz de öleceksiniz. Hem çok önemli, hem de hiçbir önemi olmayan şey sahip olduğunuz hayatınızdır. Milyarlarca insandan sadece birisiniz aynı zamanda da sizden bu dünyada sadece bir tane var. Hayatınız çok değerli çünkü başka bir hayata asla sahip olamayacaksınız. Aynı zamanda çok da ciddi değil zaten kaybetmeye mahkumsunuz.
Hayat çözülecek bir sorun değildir, tecrübe edilecek bir gerçekliktir. Søren Kierkegaard(1813-1855) Hayat yalnızca geriye dönük anlaşılır, ancak ileri doğru yaşanmak zorundandır. Søren Kierkegaard Mutlu anları çoğaltarak yaşa. Yaşadığın sürede mutluluk ortalaman yüksek olmalı. Beklentilerini küçült. İçindeki huzurun büyüdüğünü göreceksin. İnsanlara bağımlı olma, onların sana mutluluk getirmesini bekleme. Getirmedikleri taktirde mutsuzluğunu kabul etmiş olursun. Birey olmalısın. Kendine yetmelisin. Aklını kullanmalısın. Kontrollü olmalısın. Şüpheci yaklaşmalısın olaylara. Mantığa uygun, argüman sunulmadan ikna olmamalısın olaylara ve kişilere. Kendini üzme. Özellikle değiştiremeyeceğin şeylere asla üzülme. Kontrol edebileceğin şeyler değil onlar. Hiç hata yapmamış insan yeni bir şey denememiş demektir. Einstein Ben geleceği düşünmem ne de olsa gelecektir. Einstein Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasın. Böylece herkesten daha iyi oynayabilirsin. Ein...