19 Ocak 2019 Cumartesi

İnsanın Beklediği


Geleceği bilen birinin birgün yanınıza gelip gözününüzün içine bakarak size "öleceksin" diye fısıldadığını düşünün. O andan itibaren içinizi bir ürperti kaplar. Korkuyu hissedersiniz tüm hücrelerinizde. O andan itibaren o an ne zaman diye sormaya başlarsınız. Anlar birbirini kovalar. Zaman elinizden hızla akıp gider. 

Yitirilen her an ölüme biraz daha yaklaşmakta olduğunuzu anlarsınız. Kendinizi ölüme mahkum olmuş, cezası yüzüne okunmuş bir suçlu gibi hissedersiniz.



Aslında bu bir kehanetten öte, hatta bildiğimize emin olduğumuz tek gerçektir aslında. Herkes gibi bir gün siz de öleceksiniz.

Hem çok önemli, hem de hiçbir önemi olmayan şey sahip olduğunuz hayatınızdır.
Milyarlarca insandan sadece birisiniz aynı zamanda da sizden bu dünyada sadece bir tane var. Hayatınız çok değerli çünkü başka bir hayata asla sahip olamayacaksınız. Aynı zamanda çok da ciddi değil zaten kaybetmeye mahkumsunuz.

Dene!

Hayat çözülecek bir sorun değildir, tecrübe edilecek bir gerçekliktir. Søren Kierkegaard(1813-1855)


Hayat yalnızca geriye dönük anlaşılır, ancak ileri doğru yaşanmak zorundandır. Søren Kierkegaard

Mutlu anları çoğaltarak yaşa. Yaşadığın sürede mutluluk ortalaman yüksek olmalı. Beklentilerini küçült. İçindeki huzurun büyüdüğünü göreceksin. İnsanlara bağımlı olma, onların sana mutluluk getirmesini bekleme. Getirmedikleri taktirde mutsuzluğunu kabul etmiş olursun. Birey olmalısın. Kendine yetmelisin. Aklını kullanmalısın. Kontrollü olmalısın. Şüpheci yaklaşmalısın olaylara. Mantığa uygun, argüman sunulmadan ikna olmamalısın olaylara ve kişilere.

Kendini üzme. Özellikle değiştiremeyeceğin şeylere asla üzülme. Kontrol edebileceğin şeyler değil onlar.

Hiç hata yapmamış insan yeni bir şey denememiş demektir. Einstein
Ben geleceği düşünmem ne de olsa gelecektir. Einstein
Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasın. Böylece herkesten daha iyi oynayabilirsin. Einstein

Bu hayat öyküsünün yazarı sensin. Kalemi öykünü başkası yazması için kimseye verme. Kararlı ol, doğru olduğuna inandığın şeylerden vazgeçme. Yanlış olduğunu öğrendiğin şeyler için ısrarcı olma. Yanlıştan dönmek erdemdir.

Korkularını yok et. Korku canlıya hayatta kalma içgüdüsü için verilen bir duygudur. İnsanların korkularını kullanarak seni kontrol etmesine izin verme. Bedelini ödemeyeceğin şeyleri yapma. Bu hayatta yalnızca kendine güven. Çünkü bazen kendinin kendini aldattığına şahit olacaksın. Sağ gözünün gördüğünü sol gözün görmek istemeyecek bazen, inkar edecek. Kendini en iyi sen biliyorken nasıl olur da başka insanların seni değerlendirmesine, seni tanımlamasına, ve onların seni takdir etmesine ihtiyaç duyarsın. En büyük bilgeliktir kendini bilmek, bu bilgelikten vazgeçme.

Borçlu olmak esir düşmektir. Özgürlüğünü yitirmektir. Hele ki vefa borcunuz varsa bu hayatta ödemesi en zor borçtur. İnsanlara minnet duymaktan kaçınmalısın.

Verdiğin üzüntü ve aldığın ah bir cam parçasından daha keskindir, dönüp dolaşıp üzerine basarsın. Mevlana

İnsana yaşama motivasyonu sağlayan şey umut ve hayalleridir. Umutlu ol ve hayallerini gerçekleştir. Bazen hayallerin uğruna risk almalısın. Aldığın riskin sonucu kötü de olsa düşünce planından hayata geçirmişsindir. Ama hayata geçiremediğin için pişmanlık kadar kahredici değildir. Hata yapmaktan korkma. Hatalar en iyi öğretmendir. Önemli olan aynı konuda tekrar hata yapmamaya gayret göstermek. Hatalarının toplamı edindiğin tecrübedir. Tecrübe ise kalıcıdır. Yenilikten ve değişiklikten çekinme. Meraklı ol ve sorgula. Bilgeliğe doğru yol aldığını göreceksin. Bilgelik sorgulayarak, merak ederek, emek vererek olur.

Ben asla kaybetmem, ya kazanırım ya da öğrenirim.

Denemekten korkma. Hayat cesurlardan yanadır.

O Kadar Yavaş Ölüyoruz ki!

Kısa bir süre sonra öleceksin. Bu süre ne kadar onu bile bilmiyorsun. Ne kadar olacaksa olsun yine de çok kısa. Nasıl olacağını da bilmiyorsun. Bazıları senin kadar şanslı değil. Yazılarımı okuyamadan şu anda ölmekteler.

Uzunca planlar yapmak aptallık olacaktır bu hayatta. Geleceğe yönelik kaygılar, dertlenmeler anlamsız.. En mantıklı hareket yakın geleceği planlamak olmalıdır. Kısa vadeli planlar. Adım atarken bir sonrakini düşünmek kadar kısa. Bu yaklaşım hafifletir insanı. Kaygılarından arındırır. Anı yaşamanın zevkine vardırır. Ansızın gelen ölüme bile başkaldırır. Zaten son adım atılmıştır. Bir sonraki adım atılmamış olsa bile... Varış yeri olmayan bir yolculukta kaç adım atıldığının önemi de yoktur.



"Uzun yolculuk tek bir adımla başlar." Konfüçyüs

Adım atma gayreti mutlu etmeli seni. Varacağın yerde mutluluk yok. Varoluşun bizzatihi mutlu etmeli seni. Adım atabiliyor olman hayata... Hayatın kendisi mücadeleden ibaret... Bu mücadelede güçlü olmalısın. Yere sağlam basmalı adımlarını emin atmalısın. Zayıflar çabuk düşerler. Dengeli olmalısın. Bulunduğun ortamı kısa sürede anlamalı, uyum sağlamalısın. Attığın adımlardan keyif alsan da almasan da öleceksin. Adımları bir yere varmak için değil, keyif almak için atmalısın. Mitolojide, Tanrıların kayayı Olimpos dağının zirvesine taşımak ile cezalandırdığı Sisifos gibi bakmalısın olaya. Bakış açın, olayları değerlenme biçimin iyi ve kötüye anlam yükler. 

İyi de yoktur kötü de... Var olan şey senin değerlendirmelerindir. Bir tarafı sarp kayalık, diğer tarafı deniz olan bir yolda, yol ne iyi ne kötüdür. Baktığın açı yola değer yükler. Denizi izleyerek ilerlersen yol iyidir, aksi halde yol kötüdür.

Bu dünyaya yalnız ve çıplak geldin, yine öyle ayrılacaksın unutma. Varoluşun kadar yok oluşun da ilginç olacak. Çürüyen bir ceset olacaksın, peşinde koştuğun insanlar senden kurtulmak isteyecekler. Senden kaçacaklar. Uğruna ömrünü tüketerek sahip olduğun herşeyi bırakacaksın. Söyler misin bana zamanını, enerjini, hatta sağlığını bozmana değecek mi? En ciddi şeyler bile görüyor musun ne kadar anlamsız. 

Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında." Franz Kafka”
Ciddi olması gereken şeyler: nasıl bir yaşam sürmen gerektiği ve hayatı sorgulaman.


Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir. Sokrates

İnsan yaptıklarıyla değil yapamadıklarıyla pişman olur. Bu hayatta yapabileceklerini yapmanı istiyorum. Hayatı ıskalamadan yaşamak için. Kurtul tüm tabularından. Çık kurduğun küçük dünyandan. Keşfet başka dünyaları. Dünya zannettiğinden ve inandığından çok daha farklı ve büyük. Neye inanırsan o olursun. Öylesine yaşamalısın ki ölüm anında yaşadıkların hatırına gelmeli ve gülümseyerek perdeyi kapatmalısın. 



O kadar yavaş ölüyoruz ki yaşıyoruz sanıyoruz.

Hayat kaliten yüksek olmalı. Çok iyi bir gelirin olmadan da bunu başarabilirsin. Yediğin içtiğin, giydiğin ve nerede barındığın çok da önemli değil,  Daha önemli olan şey sağlığın. Sağlığını korumalısın. Çok iyi geliri olanla normal gelire sahip olan arasında lüks dışında çok da fark yok. İhtiyaç olarak zorunlu hissetiklerin için çalışman ve onlara sahip olman yeterli.

En büyük suçlar, gerekli olanı değil de fazla olanı elde etmek için işlenir. Aristoteles 

Aforizmalar


En büyük suçlar, gerekli olanı değil de fazla olanı elde etmek için işlenir. Aristoteles 


Bir adamın ölçütü, güçle ne yaptığıdır.Platon 

Onlar dans ederken görüldükleri için, müziği duyamayanlarca, deli sayıldılar. Friedrich Nietzsche

İlüzyon tüm zevklerin ilkidir.Voltaire(1694-1778)

Herkes mutluluğu arar. Bu şüphesizdir. Ne kadar farklı anlamlar edinseler de, hepsi bu sonu amaçlar. Savaşa gidenler ve gitmekten kaçınanlar, farklı açılardan, aynı arzulara sahiptir. Her insanın, kendini asanların dahi bütün hareketlerindeki amaç budur.  Blaise Pascal (1623–1662)


Hayat çözülecek bir sorun değildir, tecrübe edilecek bir gerçekliktir. Søren Kierkegaard(1813-1855)


Kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır.Aristoteles(Mö.384- Mö.322)

Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir. Sokrates

Uzun bir yolculuk tek bir adımla başlar. Konfüçyüs (MÖ.551 -479)

Zeki adamlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için konuşurlar. Aptallar, konuşmaları gerektiği için. Platon  (M.Ö. 427-347)

İnsan “ne ise o olmayı” reddeden tek yaratıktır. Albert Camus (1913 – 1960)

Merak bir filozofun en düşkün olduğu şeydir. Çünkü felsefenin bundan başka bir başlangıcı yoktur. Platon (M.Ö. 427-347)

Hakiki ve ciddi bir tek felsefi sorun vardır: İntihar. Hayatın yaşamaya değer olup olmadığını yargılamak, bu felsefenin temel sorusunu oluşturur.  Albert Camus (1913 – 1960)

En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız oldugunu da söyleyebiliz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez. – Arthur Schopenhauer(1788- 1860)

Hayat yalnızca geriye dönük anlaşılır, ancak ileri doğru yaşanmak zorundadır. Søren Kierkegaard(1813-1855)

Biyolojik Mutluluk

İnsan için biyolojik iki amaç olduğundan bahsetmiştim: Hayatta kalma ve çoğalma. Bu iki amaca hizmet eden her şey sizin için biyolojik mutluluk kaynağıdır. İnsanın ruh durumunu genel olarak hormonların dengesi belirler. Hayatta kalmak için yaptığınız her faaliyet beyin tarafından sizin iyi hissetmeniz mutluluk hormonlarıyla ödüllendirilir. Mutluluğu belirleyen dopamin, serotonin, endorfin, melatonin hormonlarıdır. Kendinizi mutlu hissetmek için bu hormonları nelerin salgılattığını bilmeliyiz.

Hayat Ciddiye Alınacak Kadar Ciddi Değildir

Varış yeri ölüm olan bir yolculuktur hayat. Yaşam yolları farklılıklar gösterebilir. Uzun-kısa, yokuşlu-düzlü, virajlı-geniş, manzaralı-kasvetli... Gittiğiniz yol nasıl olursa olsun hepsi ölüme çıkar. Ben size en ideal yolu sunmaya çalışacağım. Bazısı manzaralı yolu sever, bazısı virajsız. Yaşam yolunuzdan varış yerinize kadar trafik işaretleri ve tabelalar koyacağım. Hangi yolun nasıl ve nereye gittiğini belirteceğim. Seçiminiz sizin yaşam yolunuzu belirleyecek. Seyahatinizden keyif almanıza yardımcı olmaya çalışacağım.

Sonsuzluk

Tüm canlılar dünyada ortak iki amaca sahiptir: Hayatta kalmak ve neslini devam ettirmek. İnsan diğer birçok canlının sahip olduğu özelliklerden yoksun olarak doğaya gelmektedir. Yeni doğan bir bebek uzunca bir süre iyi bir bakım ve fiziki koşullar olmadan hayatta kalamaz. İnsanın doğada varlığını sürdürebilmesi aklını kullanmasıyla mümkün olmuştur. 
İnsanlık tarihini incelediğimizde, hayatta kalabilmek için araç gereç kullandığını, tarım ve hayvancılıkla kendi besinini ürettiğini, hayvanları evcilleştirdiğini, bir arada yaşayarak aileyi ve toplumları oluşturduğunu, iş bölümü yaparak meslek kolları geliştirdiğini, sözlü kurallar oluşturduğunu, sözlü kuralların kalıcılığı olmaması nedeniyle yazıyı keşfettiğini, yazının keşfiyle hukuk kurallarının oluşturduğunu, felsefe ve merak duygusuyla bilimi keşfedip hayatını kolaylaştırdığını görürüz. 
İnsanın hayatta kalma içgüdüsü, başlangıçta doğa karşısında zayıf olan insanı, doğayı şekillendirme gücü olan varlığa dönüştüren zincirleme reaksiyonlara sebep olmuştur.

Günümüzde insan için hayatta kalma ihtimali aklını kullanabilmesi ile doğru orantılıdır. Gelişmiş ülkelerin ortalama yaşam süreleri ortalamasının uzun olması bu durumun bir sonucudur. Aklı ve bilimi rehber edinen ülkelerde refah seviyesinin, yaşam kalitesinin ve ortalama insan ömürlerinin uzun olması dikkat çekicidir.

İnsan ölümden ne kadar kaçarsa kaçsın ölüm kaçınılmazdır. Sonsuz bir yaşam süremeyeceğini bilen insanın bu durumda isteyebileceği tek şey vardır: olabildiğince uzun yaşayabilmek! Bir anlamda bu yaklaşımı sonsuza yaklaşma çabası olarak yorumlayabiliriz.
Canlıların ikinci amacı neslini devam ettirmektir. Meydana getireceği yeni canlıların hayatta kalma ihtimalleri, sağlıklı genlerin buluşmasıyla mümkündür. Dolayısıyla her canlı, eşini seçerken en verimli olanına yönelecektir. Her canlı türü güçlü ve kaliteli adayları tercih eder. Doğa canlılar arasında güçlüleri seçer, güçsüzleri eler (Doğal seleksiyon).  Güç canlı türlerine göre görecelidir. Kimi türe göre uzun boynuz, kimi türe göre hızlı koşmak, kimi türe göre ise avcı özelliğin gelişmiş olması.
Varlığının son bulacağını bilen insan çocuk sahibi olarak varlığının bir parçasının yaşama tutunmasını amaçlar...

18 Ocak 2019 Cuma

Filmin Sonunu Bilerek İzliyoruz

Her şeyinizi bir gün kaybedeceksiniz! Bu gerçeği bilerek yaşamalısınız. Bu gerçeğin farkına vararak yaşarsanız kazanamadığınız hiçbir şeye üzülmezsiniz. Kaybettiklerinize de... Elinizdekilerle kendinizi iyi hissedersiniz. Elinizdekileri de bir gün kaybedeceğinizi bilir, olaylara şimdi gözüyle bakmanın kıymetini bilirsiniz. Hayat, geçici olarak sahip olduklarınızdır. Kiraladığınız bir ev, bir otomobil gibi. Teslim edeceğinizi bilirsiniz. Sizin olmadığını da. Geçen süreye odaklanmalısınız. Sonunda tüm servetinizi kaybedeceğinizi bildiğiniz bir kumar oyunudur hayat. Oyunda ne kadar kazandığınız ve ne kadar kaybettiğinizin önemi yoktur. Sonunu bildiğiniz bir filmi izlemek gibidir bazen. Oyundan ve filmden keyif almalısınız.


Gelin gerçeklerle birlikte yüzleşelim. Yüzyıl sonra siz olmayacaksınız. Sevdiğiniz tüm insanlar da. Anneniz, babanız, kardeşiniz, arkadaşlarınız, eşiniz, çocuklarınız... Kariyeriniz, eviniz, arabanız, ömrünüze uğruna feda ettiğiniz her şey... Bu gerçeği kabullenme mutluluğunuza engel olan virüslerden kurtulmanızı sağlar. Açgözlü olamazsınız. Ne kadar çok sahip olursanız o kadar kaybedeceğinizi bilirsiniz. Açgözlülük hastalığına sebep olan virüs etkisizleşir. Kendinizi beğenmiş bir insan olamazsınız. Tüm güzelliklerin ve beğendiğiniz her özelliğin yok olacağını bilirsiniz. Kıskanç biri olamazsınız. Başkalarında olup siz de olmayan şeyler için üzülmezsiniz. Bilirsiniz ki kıskandığınız kişi de her şeyini bir gün yitirecek. Sizi öfkelendiren sebeplerin etkisizleştiğine tanık olursunuz. Öfke kontrolü kabiliyetiniz güçlenir. 




Ben size geride bırakabileceğiniz tek şeyi vaad ediyorum. Yaşadığınıza değecek bir yaşamı. Ne için yaşamaya değerdi? Sorunun cevabını yalnızca siz biliyorsunuz. Yaşamınızı anlamlı kılacak şeyi keşfe çıkıyoruz...

Yaşamın Kaynağı

En yalın gerçek: Bir gün öleceksiniz!. Yaşam içerisinde derin ve büyük acılar barındırsa da yaşamak güzeldir. Kışı da vardır baharı da. Bahara ulaşacağını bilerek geçirilen kış üşütmez insanı. Her canlı hayatta kalma içgüdüsüne sahiptir ancak öleceğini bilerek yaşamak insana mahsustur. İnsan yaşamak için aldığı her nefeste ölüme biraz daha yaklaşmaktadır. Gerçeklerle yüzleşmeli, hayatınızı anlamlı kılacak bir yaşam sürmelisiniz. Bu anlam görecelidir. Hayatınıza yüklediğiniz anlam sizin nasıl hissettiğinizle doğrudan ilgili olacaktır. Denklemi tersten okuyalım. Kimler ölmek ister? İntihara eğilimli insanlar nasıl bir psikoloji içerisindedir? Bu vakaları incelediğinizde çoğunlukla bıraktıkları son mesajlarında uğruna yaşayacakları hiçbir şeyleri kalmadığını görürsünüz. Kimine göre bu aşktır. Hayatın anlamına aşkı yükleyen bir karakteri konu alan filmden örneklendirelim. Don Juan De Marco adlı filmde Don Juan şu sözleri sarf eder:
“Yaşamda dört önemli soru vardır:

1.       Kutsal olan nedir?
2.       Ruh neyden oluşmuştur?
3.       Yaşamaya değer olan nedir?
4.       Ölmeye değer olan nedir?
Hepsinin tek bir cevabı var: Yalnızca Aşk!”
Bu perspektiften baktığımızda yaşama geliş hikayemiz bir aşkın sonucudur. Aşkın bir hediyesi, bir meyvesidir. Evet yaşam sevgiyle başlar. Sevgi evrendeki en kutsal şeydir. Cansız bir hücreye ruh verir, ruhun kaynağı sevgidir. Sevgisiz insan canlılık özellikleri taşısa da bir cesettir. Yaşamın kaynağı sevgidir.

Yaşamın Anlamı ve Amacı

İnsanlık tarihi boyunca birçok düşünür yaşamı ve onun anlamını sorgulamıştır. Niçin yaşamaktayız, niçin ölmekteyiz? Yaşamın amacı nedir? Yaşamın amacı ölümdür demiş Freud. Bu paradigmaya değinelim. Varış yeri ölüm olan bir yolculuktur yaşam. Mesafesi ve varış süresi belli olmayan, yolu iniş ve çıkışları olan bilinmez zorlu bir yolculuk. Bir bakımdan tek can hakkınızın olduğu bir oyundur. Her an oyun bitebilir. Oyunu ve kurallarını bilirseniz daha başarılı olabilirsiniz. Ama bilmelisiniz ki oyun er ya da geç bitecek. Ben size oyundan keyif almanıza katkı sunmaya çalışacağım.

Bir yaşamınız var, bu yaşam sadece sizin, bu yaşamı en iyi şekilde yaşayacağınız koşulları oluşturmalısınız. Hayatınızda olmasını istediğiniz en doğru kişileri seçin. Enerjinizi sömüren insanlardan uzak durun. Hayatınıza dahil etmeyin. Negatif insanları uzaklaştırın. Negatif söylemlere karşı kalkanınız her an hazır olsun. Zihniniz seçici geçirgen olsun. Berrak düşünce pınarınızı çamurlu bulanık sularla kirletmeyin. Olumsuzluklardan arındırın zihninizi. İnsanın en temel özelliği bulunduğu ortama uyum sağlama yeteneğidir. Ortamınız negatif düşüncelere sahip, olumsuz insanlardan şekilleniyorsa istemeseniz de siz de onların özelliklerine kendinizi adapte olmuş bulacaksınız.

Hayatınızda olmasını istediğiniz kişileri belirledikten sonra sıra sizi iyi hissettirecek ortam ve koşulları şekillendirmeye geldi. Nerede yaşamak isterdiniz? Nasıl yaşamak istersiniz? Kendinize bu soruları sorun. Dürüst ve net olun. İyi düşünün. Bir sahil kentinde güneş batarken kıyıya vuran dalga sesi. Bir dağ yamacında doğa ile iç içe bir kasaba. Tarih kokan bir şehir. Gökdelenlerin yükseldiği bir metropol. Başka bir şehir, başka bir ülke. Belki topaç çevirdiğiniz çocukluğunuzun geçtiği mahalle. Yaşamağı istediğiniz alanınızı tasvir edin. Sadece kendinize.
Bir sonraki aşamaya geçelim. Neleri yapmaktan mutluluk duyarsınız? Bu yaşamda sizi en çok mutlu eden şeyler nelerdi? Neler olabilir? Gözünüzü kapatın ve hayal edin. Gerçekliğinizi hayalleriniz belirler. Korkmayın. En özgür olduğunuz an hayal ettiğiniz andır. Sınırınız, kısıtlamanız, limitiniz yok.

İnsanın Beklediği

Geleceği bilen birinin birgün yanınıza gelip gözününüzün içine bakarak size "öleceksin" diye fısıldadığını düşünün. O andan itib...